English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | miss out on v. | fırsat kaçırmak | ||
If we simply close our eyes and continue, we shall be shipwrecked and miss out on a great historic opportunity. Eğer sadece gözlerimizi kapatıp devam edersek gemimiz batacak ve büyük bir tarihi fırsatı kaçıracağız. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | miss out on v. | (bir etkinliği vb) kaçırmak (katılamamak) | ||
As a result, consumers miss out on access to the required level of information and on cooling-off periods. Sonuç olarak, tüketiciler gerekli düzeyde bilgiye erişimi ve bekleme sürelerini kaçırmaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | miss out on v. | hakkını kaybetmek | ||
General | miss out on v. | elde edememek | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | miss out on v. | hakkını kaybetmek |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | miss out on (something) v. | (bir şey) fırsatını kaçırmak | ||
It would be a pity if you missed out on seeing Tom while you're in Boston. Boston'dayken Tom'u görme fırsatını kaçırırsan yazık olur. More Sentences |
||||
Phrasals | miss out on (something) v. | (bir şey) hakkını/şansını kaybetmek | ||
Phrasals | miss out on (something) v. | (bir şeyi) kaçırmak |